Dünyada, pek çok gelişmiş ülkede kabul görmüş Latin alfabesi
soldan sağa doğru yazılırken, Araplar tam tersi sağdan sola, Çinliler ve
Japonlar ise yukarıdan aşağıya doğru yazarlar. İnsan beyni sürekli görüp aşina
olduğu şekil ve olayları doğru kabul edip, bunlara uymayanlarla karşılaştığında
onları anormal olarak algıladığından, sağdan sola veya yukarıdan aşağıya yazma
şekillerinin belki de daha mantıklı olduğunu, Latin alfabesini kullananların
anlaması biraz zordur.
Yahudiliğin ve Müslümanlığın dünyaya yaydığı İbranice ve Arapça
sağdan sola doğru yazılır. Yani yazının yazılış şeklinin tarihi kökeni budur.
Asıl şaşırtıcı olan ve araştırılması gereken insanların niçin soldan sağa doğru
yazmaya başladıklarıdır.
Sağdan sola doğru yazmanın kökeni Hz. Nuh zamanına kadar
uzanıyor.
Hz Nuh’un üç oğlu içinde en çok sevdiği, tufan sırasında ona en çok
yardım eden Sam, dinî inanışlara göre insan türünün dünyaya yayılmasını sağlayan
Sam, Ham ve Yafes grubundan birinin atasıdır. Türklerin Yafes’in, Arapların ve
Parsların ise Sam’ın soyundan geldiği kabul edilir. Sam’dan türediklerine
inanılan ve aralarında dil yakınlığı bulunan toplumlara ‘Sami’ ırkı denilir. Bu
toplumların kullandığı Sami alfabesi de, günümüzde kullanılan alfabe
sistemlerinin kökenini oluşturur.
Milattan önce 3000 yıllarından başlayarak Ortadoğu’da bütün
kültürler ya kendilerine has bir yazı sistemi geliştirmişler ya da başka
toplumlardan alarak kullanmışlardır. Bu çağlarda en çok bilinen ve yaygın
olanlardan ikisi Mezopotamya halklarına özgü çivi yazısı ile eski Mısır’daki
hiyeroglif yazısıdır.
Mısır yazısının kullanımı bölgesel olarak sınırlı
kalırken, çivi yazısı ve bu sistemle yazıya geçirilmiş olan Sami dili tarihin
ilk ve en yaygın iletişim aracı olmuştur.
Çivi yazısı başlangıçta yukarıdan aşağıya sütunlar halinde
yazılırken, sonradan sağdan sola yazılmaya başlandı.
Zamanla çeşitli
değişikliklere uğrasalar da bütün Sami dilleri birkaç istisna dışında sağdan
sola doğru yazılırlar. Çivi yazıları ya taşlara ya da güneşte veya fırında
kurutulmuş kil tabletlere keski kullanılarak kazınıyordu. Sağ elini kullanan
birinin keskiyi veya çekici sol elinde tutarak yazıyı kazımaya başlaması ve bu
işleme sağ taraftan başlaması daha uygundu. Bu şekil Araplarda da, İbranilerde
de, Fenikelilerde de aynen devam etti.
Fenikeliler zamanın şartlarına göre en yetenekli denizci
tüccarlardı. Günümüzde Suriye, Lübnan ve İsrail diye bilinen yörelerde
yaşıyorlardı. Akdeniz’in tümünü avuçlarının içine aldıkları gibi, İngiltere’nin
batısına hatta kıyı kıyı giderek Afrika’nın güneyine kadar faaliyetlerini
sürdürmüşlerdi.
Fenikeliler ulaşabildikleri her yere ticari mallarıyla birlikte
kendi kültürlerini de götürdüler. Fenikelilerin yazı yazma şekli her ne kadar
kendilerine özgüyse de hem Sümerlerin çivi yazısından hem de Mısırlıların
hiyeroglif yazısından etkilenmişti. Önce Yunanlılar, Fenikelilerin bu kuzey Sami
ağırlıklı alfabesini kendilerine adapte ettiler, daha sonra da Romalılar
harflerin biçimlerini değiştirerek, çağdaş alfabenin kaynağı olan Latin
alfabesini yarattılar.
Latin harflerini kullanan Batı kültürleri yazı yazarken yağlı,
leke bırakan ve çabuk kurumayan bir çeşit mürekkep kullanıyorlardı. Sağ elini
kullanan biri sağdan sola doğru yazmaya başladığında, kalem tutan eli daha önce
yazmış olduğu satırların üzerine basmak zorunda kalıyordu.
Bu durumda ya yazının
kuruması için bekleniyor ya da mürekkep ele bulaşarak yazı okunmaz hale
geliyordu. Sol eli ile yazanlar için bir sorun yoktu ama insanların büyük
çoğunluğunun yazı yazarken sağ elini kullanması sorunu
genelleştiriyordu.
Başlangıçta mürekkep kullanmanın yarattığı bir zorunluluk olan
soldan sağa doğru yazma tekniği gittikçe yerleşti. Batı dünyasının teknolojik ve
kültürel devrimleriyle beraber ulaşabildiği her yere yayıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder