Sultan II. Abdülhamit zamanında bir nüfus sayımı yapılması kararlaştırılır.
Yabancı elçiler sultana hazır sayım yapılırken bir de mevaşî (besilik hayvan)
sayımı yapılmasını tavsiye ederler.
Sultan insanlar ile hayvanların aynı sistem
içinde ve eş zamanlı olarak sayılmasının onur kırıcı olduğunu belirterek mevaşî
sayımının daha önce yapılmasını uygun görür.
Bunun için vilayet ve kazalara
telgraflar gönderilir. Meğer bir kazanın kaymakamı o sırada izinde imiş. Vekâlet
eden zat alaydan yetişme, kaymakamla hiç geçinemeyen cahil bir adammış.
“Mevaşî”
kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediği gibi, araştırmaya dahi ihtiyaç
durmamış. Onu “üstün gayret sahibi vatandaş” falan zannetmiş olsa gerek ki,
telgraf metnini okuduktan sonra “Bunun ucunda yine ya bir nişan, ya bir taltif
vardır! İhsan-ı şahaneyi bu sefer de ben kapayım.” diye hemen bir cevap telgrafı
yazıp göndermiş:
“Ser-kurenâ-yı hazret-i padişahîye, maruzat-ı
kemînelerimizdir: Burada kaymakamdan başka hepimiz mevaşiyiz!” (Padişah
hazretlerine aciz arzımızdır: Burada kaymakamdan başka hepimiz hayvanız!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder